Meme Hastalıkları
Meme hastalıkları iyi huylu hastalıklara veya kansere bağlı olabilir. Meme hastalıkalarının çoğu iyi huyludur ve çoğu zaman tedavi gerektirmezler. Fakat meme kanseri kadınlarda görülen en sık kanser türüdür ve erken evrede tanı konmadığında hayatı tehdit edicidir. Bundan dolayı meme hastalıkları bir çok kadında meme kanseri tanısı açısından korkuya neden olmaktadır. Meme kanserinde erken tanı başarılı tedavi için gereklidir. Erken tanı için, kendi kendine meme muayenesi , düzenli aralıklarla hekim muayenesi ve mamografi gibi tetkikler en önemli faktörlerdir.
Memede hassasiyet ve ağrı, kitle, meme başı akıntısı ve meme derisi değişiklikleri en sık meme hastalıkları belirtileridir. Bu belirtiler çoğu zaman bir hastalığa bağlı değildir. Örneğin meme ağrısı ve memede hassasiyet adet öncesi dönemde birçok kadında gözlenen bir belirtidir. Bununla birlikte her kadın her ay kendini muayene etmeli ve herhangi bir değişiklik saptadığında doktoruna müracaat etmelidir.
Meme hastalıkları değerlendirilirken öncelikle ayrıntılı hastalık öyküsü alınarak, meme kanseri riski değerlendirilmektedir. Meme ve koltuk altı muayenesi gereklidir. Daha sonra mamografi, ultrasonografi ve magnetik rezonans gibi tetkikler planlanmaktadır. Mamografi, düşük doz radyasyon içeren meme görüntüleme yöntemidir. Anormal mamografi bulgularının sadece %10-15’i meme kanserine bağlıdır. Genellikle 40 yaş sonrası kadınlarda istenen bir tetkik olmakla birlikte gerekli durumlarda daha genç yaşlarda da uygulanabilir. Ultrasonografi ile mevcut kitlenin kistik olup olmadığı değerlendirilebildiği gibi biyopsi işlemleride yapılabilir. Magnetik rezonans görüntüleme ise mamografide veya ultrasonografide yeterli bilgi alınamayan lezyonların varlığında tercih edilmektedir. Ayrıca kanser tanısı konan hastalarda birden fazla meme kanseri odağı olup olmadığının değerlendirilmesinde tercih edilmektedir.
Meme hastalıkları tanısında radyolojik yöntemler ile kanser açısından şüpheli lezyonlar saptandığında, yine bu yöntemler eşliğinde biyopsi uygulanabilir. Kalın iğne biyopsisi en güvenilir ve hassas yöntemdir. Bu işlem ile şüpheli dokudan bir parça örnek alınarak tüm özellikleri öğrenilebilir. Bu tedavi seçeneklerinin doğru olarak değerlendirilmesi için gereklidir.
Meme kanseri tanısı alan hastada cerrahi tedaviye ek olarak kemoterapi ( sistemik tedavi), radyoterapi ve hormonoterapi uygulanmaktadır. Radyoterapi cerrahi tedavide olduğu gibi lokal olarak meme dokusunda, kemoterapi ve hormonoterapi ise tüm vücutta tümör hücrelerine etki etmektedir.